Erdoğan DEMİİR / EDİRNE (İGFA) – Partisinin, Kurucular Heyeti üyeleri ile birlikte Çankaya Ahlatlıbel’deki Yargıtay binasına giden CET Parti Genel Lideri Namık Kemal Zeybek, Yargıtay binası önünde basın açıklaması yaptı. AK Parti’nin laiklik tersi hareketlerde, ‘Söylemden, eyleme’ geçtiğini belirten Zeybek şunları söyledi:
“AK PARTİ’NİN 2008 YILINDA ALDIĞI DEVLET YARDIMININ YARISI KESİLMİŞTİ”
AK Parti kurulduğu vakit Genel Lideri “Biz İslami referans alan bir siyasi partiyiz” demişti. Bunun yanında dürüstçe “Bizim için demokrasi maksada ulaşınca ineceğimiz bir tramvaydır” diye de yürüyeceği yolu ortaya koymuştu. Bu ikisini bir ortaya getirdiğimiz vakit bizim anayasamıza nazaran bu türlü bir parti kurulamazdı.
İktidara geldikleri günden itibaren bütün icraatlarında dini referansları öne çıkartan AK Parti işte bu yüzden, Anayasamızın 68’nci hususunun dördüncü fıkrasındaki ‘Demokratik ve Laik Cumhuriyet prensiplerine karşıt aksiyonların odağı haline gelmesi nedeniyle’ yargılanmıştı. 30.07.2008 tarihinde Anayasa Mahkemesinin 6 üyesi AK Parti’nin kapatılması istikametinde, 4 üyesi Devlet Yardımından mahrum bırakılması tarafında tutum sergilerken, o günün AYM Lideri Haşim Kılıç’da “Dava’nın reddi” istikametinde oy kullanmıştı.
Fakat, Anayasa’nın 149’ncu unsurunun birinci fıkrasında siyasi partilerin kapatılması için öngörülen nitelikli çoğunluğun sağlanamadığı için kapatılamamış olsa da; 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 101. Unsurunun ikinci fıkrası uyarınca, AK Parti’nin 2008 yılında aldığı Devlet Yardımı Ölçüsünün yarısından mahrum bırakılmasına karar verilmişti.
“LAİKLİK ZITLIĞINDA, TELAFFUZDAN AKSİYONA GEÇTİLER”
Ortadan geçen vakte karşın, iktidar partisi bu davranışlarından vazgeçmedi. Tersine artık telaffuzdan aksiyona geçtiler. Erdoğan, Demokratik Açılım buluşmalarında “Kadın ve Erkek eşit olamaz” kelamlarını kullandı. İçki yasağı konusunda da “İki tane ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyor da, dinin emrettiği bir yasa sizin için neden reddedilmesi gerekiyor” diye çıkış yaptı. Faizle çaba konusunda da “Nass ortada olduğuna nazaran, sana bana ne oluyor?”diyebildi. Cuma namazı için mesai düzenlemesi yaparak, müftülüklere resmi nikah kıyma vazifesi verdi. ÇEDES (Çevreme Hassasım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) projesi çerçevesinde Anaokulları başta olmak üzere Ulusal Eğitime bağlı okullara İmam görevlendirmekten kaçınmadı. Şimdiki Ulusal Eğitim Bakanı TBMM’de “Sizlerin tarikat, cemaat dediğiniz, bizlerin de STK dediğimiz yapılarla protokol yapmaya devam edeceğiz”diye konuşabildi. Erdoğan,Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen “6’ncü Din Şurası”nın kapanışında “İslam bize nazaran değil, biz İslam’a nazaran hareket edeceğiz” diyebildi. Diyanet İşleri Başkanlığı, yayınladığı bir kitapta “Kadının çalışması eşinin müsaadesine tabidir” kanısını ortaya atabildi. AK Parti’nin kurucularından Bülent Arınç, Bitlis Güroymak’da “Bizi kardeş yapan laiklik değil, müslümanlıktır” değerlendirmesi yapabildi. Eski TBMM Lideri İsmail Kahraman’da “Laiklik bir sefer yeni anayasada olmamalıdır. Anayasamızın dinden kaçınmaması lazım. Biz islam ülkesiyiz. Bu nedenle dindar bir anayasa yapmalıyız” deme yüreğini gösterdi. Bu ülkede iki kıymetli bakanlık misyonunda bulunan İsmet Yılmaz’ında “Oyunu AK Parti’ye ver cennete git” demesine karşılık AK Parti’nin yeni anayasa çalışmalarında “Laiklik zıddı hareketlerden ötürü partilerin kapatılmasını” önlemeye yönelik teşebbüslerinin olduğunu bilmek, tüylerimizi ürpertiyor.
Açık açık “şeriat” daveti yapan, marjinal kümelere karşı sessiz kalan AK Parti gerçek niyetini ortaya koymuş durumdadır. Bu saydığımız münasebetlerle kapatılması gerekmektedir.